Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c72e4/dersim/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c72e4/dersim/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c72e4/dersim/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c72e4/dersim/includes/mx_api.php on line 1415
dersim-wiederaufbau.de - Yeni komplo mu?
dersim-wiederaufbau.de
Ana Menü
ICERIKLER
Yeni komplo mu?
nivîskar admin Dîrok: Salı, 12. Ekim 2010

aktuelle News admin SELAHATTİN ERDEM

Eylül ortasından itibaren oluşmaya başlayan olumlu hava daha bir ayını doldurmadan yerini ciddi bir karamsarlığa bırakmaya başlamış bulunuyor. Siyasetin üzerinde yeniden sertlik rüzgarları esiyor.


AKP hükümetinin ABD’den Avrupa’ya, İran’dan Suriye’ye kadar yürüttüğü mekik diplomasisinin amaçları gittikçe netleşiyor. AKP yöneticileri sahip oldukları kıvrak siyasetçilik gerçeğini bir kez daha gösteriyorlar. Süleyman Demirel’e taş çıkartırcasına ve alemin gözüne baka baka yalan söylüyorlar. Demirel gibi “dün dündür, bugün bugündür” demeye bile gerek duymuyorlar. Dün söylediklerini adeta hiç söylenmemiş sayarak bugün başka şeyleri rahatlıkla söylüyorlar.

Son günlerde yaşanan bazı temel olaylara bakalım. Son iki haftadır Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile avukatları görüşemiyor. Tabi gerekçeler söylemeye gerek duyulmayacak kadar sudan. Oysa 16 Eylül günü bir devlet heyetinin Kürt Halk Önderi ile yaptığı görüşmede seçime kadar yapılması gereken çalışmalar üzerine bir ortak mutabakata varılmış ve adeta bir plan hazırlanmıştı. Bunun üzerine KCK Yürütme Konseyi “Eylemsizlik süreci”ni Ekim sonuna kadar uzatmış ve “süresiz ateşkesin olabileceği”nden söz etmişti. Elbette bunun temel bir şartı Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sürece daha aktif katılabilmesinin koşullarının yaratılmasıydı. Oysa son iki haftada yaşananlar bunun tersi oluyor. Kürt Halk Önderi ile görüşmelerin engellenmesi demek, Kürt halkının özgürlük iradesine saldırmak ve bu iradeyi kırmak istemek anlamına geliyor.

Diğer yandan, Kürt halkının “siyasi soykırım” olarak tanımladığı operasyonlar devam ediyor. KCK Yürütme Konseyinin eylemsizliği bir ay uzattığını açıkladığı 30 Eylül’ün hemen ertesinde, 1 Ekim günü yapılan operasyonlarda içlerinde BDP Urfa İl Başkanının da bulunduğu onlarca Kürt siyasetçi tutuklanıp zindanlara kondu. Bu tür operasyonlar Kürdistan’ın dört bir yanında sürdürülüyor. Oysa AKP hükümet temsilcileri BDP Eşbaşkanlarıyla görüşme yapmıştı. Hem bu görüşmenin, hem de Kürt Halk Önderi ile yapılan görüşmelerin temel bir konusu tutuklu Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılmasıydı. Güya 18 Ekim’de yapılacak duruşmada serbest bırakılacaklardı. Bu durumda tutukluların serbest bırakılmasını bir yana koyalım, dışarıdakiler tutuklanmaya devam ediyor. Böylece Polis Bakanı Beşir Atalay’ın Kürdistan’a yaptığı gezilerin amaçları da daha net açığa çıkmış oluyor. Kürt siyasetçilerine yönelik bu operasyonlar, Kürt halkının siyasi iradesine saldırmak ve bu iradeyi kırmak istemek anlamına geliyor.

Bu saldırılara bir de Kürt basını üzerindeki baskıların artırılması durumu ekleniyor. Zaten AKP hükümeti TC sınırları içinde Kürt basınını kapatarak veya fiilen engelleyerek işlemez kılıyor. Şimdi bir de “Roj TV’nin kapatılması” konusu yeniden gündeme getirilmiş bulunuyor. Böylece AKP hükümetinin ABD ve Alman yönetimleriyle ve NATO Genelsekreteriyle yaptığı görüşmelerin amacı açığa çıkmış oluyor. Bu biçimde AKP hükümeti Kürt halkının sesini kısmak için saldırılarını daha da arttırıyor. Başlı başına bu üç husus bile yeni bir değerlendirme yapmak için yeterlidir. Kürt halkının özgürlük iradesine engel konması, siyasi iradesine saldırılması, sesinin kesilmeye çalışılması öyle basit bir durum değildir. Hem de bunların 9 Ekim 1998 komplosunun onikinci yıldönümü sürecinde yapılıyor olması, elbette doğru anlamayı ve dikkatle değerlendirmeyi gerektirir. Bu durum Kürt halkına “Yeni bir komplo mu?” sorusunu sordurmaktadır. Uluslararası komplonun yenilenerek sürdürülmeye çalışıldığı intibaını yaratmaktadır.

Kuşkusuz Kürt halkının böyle düşünmeye hakkı vardır. Dahası buna zorunludur. Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin artırılması, sudan bahanelerle BDP’lilerin tutuklanması, Roj TV’nin kapatılmak istenmesi öyle sıradan olaylar değildir. Bunların AKP hükümetinin asıl niyetini ortaya çıkardığı ve son dönemdeki baş döndüren diplomatik trafiğinin esas amacını ortaya koyduğu bellidir. Zaten KCK Yürütme Konseyi eylemsizliği bir ay uzattıktan sonra AKP sözcülerinin üslubu da değişmiştir. Daha önce basının önünde “Yeni anayasanın hazırlanacağı” ve “Kürt sorununun çözüleceği” söylenirken, son haftalarda sanki bu sözler kendilerinin değilmiş gibi “Gündemlerinde bunların olmadığı”nı rahatlıkla söyleyebilmektedirler. Başbakan Tayyip Erdoğan, “2011 genel seçimi öncesi kimse anayasa çalışması istemesin” diyerek adeta 12 Eylül gecesi söylediklerini yalamaktadır.

Peki, bütün bunlar ne anlama gelmektedir? Öyle anlaşılıyor ki, AKP yeni basit oyunların içinde bulunmaktadır. Güya bazı yumuşak sözler ve yalanlar söyleyerek Kürtleri aldatıp eylemsizlik süreci yarattı, şimdi bu sürece dayanarak 2011 genel seçimlerini kazanıp yeniden iktidara gelecek! AKP’nin hesap ve planlarının böyle olduğu ortaya çıkıyor. AKP basit iktidar oyunlarının ötesine geçecek bir siyasi irade gösteremiyor. AKP sadece kendi iktidarını düşünüyor, “Her şey AKP’nin iktidarı için” sloganıyla hareket ediyor. AKP devletin, toplumun ve ülkenin gücünü sadece kendi iktidarını elden tutması yönünde kullanıyor.

Kürtlere dönük son saldırılar ve AKP sözcülerinin söyledikleri, AKP gerçeğinin böyle olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Elbette bu gerçek tüm Türkiye toplumu ve ülkesi için çok tehlikelidir. Bu kadar bencil ve çıkarcı bir yaklaşımla ve basit iktidar oyunlarıyla Kürt sorunu çözülemez. Bu kadar hegemon bir anlayışla Türkiye demokratikleştirilemez. Bu anlayış Süleyman Demirel’in “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” deyip, ardından başbakan ve cumhurbaşkanı olabilmek için her türlü siyasal dolabı döndürme anlayış ve tutumuna benziyor. AKP bu tutumla Türkiye’nin imkanlarını yok ediyor, Türkiye toplumunun geleceğini karartıyor. Bunu Türkiye’nin tutarlı tüm aydın ve demokrat güçleri görebilmelidir. AKP’nin oyunlarını bozabilmek için en geniş demokratik ittifak içine girip etkin bir demokrasi mücadelesi verebilmelidir.

Kürt halkına gelince, önemli bir duyarlılığın var olduğu zaten gözlenmektedir. AKP Kürtleri yanılttığını sanıyor, fakat avucunu yalıyor. Kürtler sadece siyasal tutarlılık örneği veriyorlar, kendi gerçek inançlarını ortaya koyuyorlar. Kürt sorununun barışçıl-siyasi çözümünde ve Türkiye’nin demokratikleşmesinde ne kadar istekli ve kararlı olduklarını gösteriyorlar. Kürt ve Türk kardeşliğini ne denli önemsediklerini ve bunda ne denli tutarlı olduklarını aleme gösteriyorlar. Hepsi bu kadardır. Eğer ateşkes ilan ediyor ve siyasi çözüm projeleri yayınlıyorsa bunlar içindir. Yani inandıkları değerler içindir. Yoksa AKP’nin oyunlarına kandıkları için değildir. Artık AKP’yi de, TC’yi de, Osmanlı’yı da çok iyi tanıdılar. Derin bir tarih bilinci edindiler. Başta AKP olmak üzere Kürtleri aldatabileceklerini sananlar iyi bilsinler ki, Kürtler onlara geçmişte olduğu gibi şimdi de tarih ve insanlık dersi vermeye devam edecektir.

Elbette Kürt halkı, gençleri ve kadınları günlük gelişmeleri büyük bir duyarlılıkla izleyecektir. Uluslararası komployu devam ettirmek isteyenleri tanımakta zorlanmayacaktır. Önder Abdullah Öcalan’a yönelik saldırılara karşı asla sessiz kalmayacak, gerekirse kıyameti koparacaktır. Bunun nasıl olacağını anlamak isteyenler, komploya karşı gelişen “Güneşimizi karartamazsınız” direnişine bakarlarsa yeter, gerçeği görürler. Dün olduğu gibi, bugün de Kürtler benzer direnişi daha etkin geliştirecek güçtedir. Kürtler uluslararası komplo karşısında direnmeyi öğrenmişlerdir, AKP komploları karşısında da güçlü direniş gösterip özgürlük zaferini kazanmayı bilecektir.

Yeni komplo mu?

bikarhênerê qeyda xwe nekiriye nikare şîroveyê binivîsîne, ji kerema xwe re xwe qeyd bikin

şîrove yên nivîskarên xwe ne. ji naveroka wan em nikarin birpirsyar werin girtin.


5 nûçeyên dawî
hilbijare
deqdana nûçeyê
deqdana kêmzêde: 0
Tevayî deng: 0

ji kerema xwe re ji bo deqdana vê nûçeyê çirkeke xwe veqetînin
ciwan (herî baş)
zor baş
baş
eh! îdare dike
xerab

girêdankên têkildar

nûçeya herî li ser hev tê xwendin: aktuelle News:

Berhemênana rupel 0.0959 Di saniyê de, 27 Bi lêpirsîna jêrberhemdankê