Bir ülke istiyorum, ezen ve ezilenin olmadığı; özgür, mutlu ve müreffeh... Sokakları apoletsiz, panzersiz, polissiz; barış türküleri söylenen, şiddetin olmadığı bir ülke... İsteyen başörtüsü taksın, isteyen kısa etekli gezsin, ama düşünceye kelepçe vurulmasın. Savaş dursun. Türk ve Kürt yan yana barış içinde yaşasın. Kimse yatağa aç gitmesin. Çocuklar çöpten ekmek aramasın. Herkesin işi ve aşı olsun. Haksızlıklar son bulsun. Kimsenin öbüründen ne fazla ne eksik olmadığı bir Türkiye istiyorum. Yasaksız, demokratik, evrensel hukukun hükmettiği Türkiye...
Türkler özgürlüğünü Kürtlerle paylaşsın, Kürdün verdiği vergilerle devlet okullarında sadece Türkçe değil, Kürtçe de öğretilsin. Türk; anadilini nasıl en geniş tarzda öğreniyorsa, bu özgürlük aynı zamanda Kürde de verilsin. Şiddetle eleştirdiğim aslında Türke ve Türkiye halklarına dar gelen Kemalist ‘’tekçi-ırkçı“ sistem bir an önce defolup gitsin. Kafalara doldurulan Kemalist beton duvarlar yıkılsın. Türk, Kürt, Assuri Ermeni insan gibi insanca düzende özgür olsun. ROJ TV Danimarka’dan değil, Diyarbakır’dan yayın yapsın. Eğer Türkiye’de 20 milyon Kürt yaşıyorsa, bu gerçekliğe de özgürlük istemek evrensel ahlak gereğidir. Yeni savaş tezkereleriyle, baskı ile, şiddet ile Kürtten özgürlük zorla alınıyor, gerçekler paylaşılmıyor. Oysa Türklerin kendi özgürlüğü gibi bu gerçeği de görüp Kürtle paylaşması gerekir. Ama nasıl savaş çığlığı attıkları ortada. Bu hak hukuk verilmediği gibi anadil hakkı, kimlik, kültür gibi insani temel hakkını isteyen Kürt ‘’terörist“ olarak damgalanıyor, düşman görülüyor.
İzninizle sormak istiyorum: Bir halkın anadiline yasak getiren mi, onu; olmazsa olmaz diye savunan mı terörist? Kimliğe, kültüre yasak getiren mi, bu temel insani hakkını savunan mı teröristtir? Kürt köylerini yakan yıkan ve milyonlarca insanı gövde üzerinde kelle süren mi, yoksa bu haksız hukuksuz şiddete uğrayan Kürt mü teröristtir? Başbakan: ‘’Devlet Dersim’de 50.000 kişi katletti“ diyor. Şimdi soralım: Devlet mi terörist, yoksa katledilen mazlum Dersimli sivil insan mı? Kürtler temel insan hakkı olan anadilde eğitim hakkı isteyince, ‘’Bizden anadilde eğitim beklemeyin“ denirse, kim terör uyguluyor? Başbakan Almanya’da: ‘’Türkler kendi dilini öğrenirse, ikinci dili öğrenmeleri o kadar kaliteli olacaktır“ demesi doğru bir tespittir. Bu hakkı neden Kürtlere vermiyor? Erdoğan, ‘’Asimilasyon bir insanlık suçudur“ diyor. Bu söz gerçekten çok yerinde söylenmiştir. Ancak bu sözün ustası Erdoğan, kendi ülkesinde Kürde anadil hakkı vermediği gibi her gün devlet okullarında asimilasyondan geçirmesine ne diyelim? Hangi taraf insanlık suçu işliyor ve terörist? Başbakan devam ediyor: ‘’Yani asimilasyon tanımını şöyle masaya yatırdığımız zaman, iyi ele alırsak bir insanın değerlerinin devşirilmesidir. Bu, zaman zaman zorla devşirilmesidir. Bu, dinde, kültürde, bir değişime zorla tabi tutulmasıdır. Örflerinden, adetlerinden, geleneklerinden zorla tecrit edilmesi, soyutlanmasıdır ki insanoğlunu buna zorlamak kesinlikle bir insanlık suçudur. Bu düşüncemde herhangi bir değişikliğin olması mümkün değildir.“ Bu sözleri söyleyen, Kürtlere uyguladığı asimilasyondan habersiz duruyor. Ey insanlık, vicdanın var mı?
Aslında Kürtler Başbakan’ın bu sözlerini tercüme edip dünya insanlığının önüne koymalıdır. Eğer buna rağmen Kürtleri haksız bulur ve terörist derlerse; Kuzey kutbundaki fareler gibi kendimizi ilkbahar sularına atalım ki, Başbakan ve Türkler mutlu olsun. Başbakan, Bayan Merkel’e: ‘’Dil konusunu ben de önemsiyorum. Bunu söylerken bir şeyi daha söylemek lazım. Gerçekten bir ikinci dili insanların öğrenmesi noktasında, kendi dilini öğrenmesi çok çok önemli. Onu öğrenirse ikinci dili öğrenmesi o kadar kaliteli olacaktır. Dolayısıyla Almanya’da yaşayan Türklerin, Türkçeyi bilmelerinin yanında Almancayı çok iyi konuşmalarının buradaki eğitim öğretim noktasındaki başarılarına çok önemli katkıları olacaktır ve entegrasyonu da bu güçlü kılacaktır.“ Çok doğru, yerinde sözlerdir. Ey Başbakan! Burada Sayın Merkel’den istediğin özgürlükleri ülkendeki Kürtlere veriyor musun? Almanya’dan anadil özgürlüğü isterken, ülkendeki ceberut devletine ve yarattığın İslamo tekçi sisteme ne demeli? Kürt çocukları anadil hakkı için dilekçe verirken ve bu nedenle dersleri boykot ederken, onları hapse koyan hükümetin başında siz değil misiniz?
Özgürlük ve demokrasiyi; kişi keyfine göre gelişi güzel istediği şekilde tanımlayamaz. Çünkü bu kavramlar evrenseldir. İnsanın kendisine istediği, başkasına da reva görülmelidir. Türklere istenen demokrasi ve özgürlük; Kürtlere de ekmek kadar su kadar gereklidir. Almanya’dan Türk göçmene anadil ve kültür hakkı talep eden; eğer ülkesinde yaşayan kadim Kürt halkına bu hakları tanımazsa; bu doğal insani hakkını isteyen mi yoksa şiddet uygulayıp vermeyen mi teröristtir? Peki terörist taraf bunca belirginken ve Türk devleti terör batağındayken, Avrupa devletleri Kürt kurum ve şahsiyetlerini neden Türkiye’nin gözüyle görüyor? Çünkü vicdanlar satılmış, ahlak, demokrasi ve hukuk bunlar için çıkardan çok sonra gelir. Ama biz kendimize güvenelim. Düşünceler şiddetle ortadan kaldırılmaz. Özgür, özerk demokratik Kürdistan için daha çok çalışmalıyız. TRT6 de endam göstereni Kürt görmek yanlış olur. Onlar beyaz Türke hayrandır. Biz yolumuza bakalım. Demokratik Özgür ve Özerk Kürdistan için çabanızı yoğunlaştırınız.
NOT: Kürt gençlerine ve ilgi duyana; www.haydar-isik.com () da Almanca, Türkçe ve Kirmanci makalelerimi okumalarını öneriyorum.
www.haydar-isik.com