AMED - Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i tarihi dava öncesi kendisini ziyaret eden yabancı delegasyonlara, tutuklu siyasetçilerin legal siyaseti savundukları için cezaevinde bulunduklarını söyledi. Uzayan yargı sürecini eleştiren Baydemir, “Şu anda yargı işkencesi, yalan suçlama işkencesi ve uzatılan yargılama işkencesi başlamıştır’ dedi.
Kürt siyasetçilerin ve belediye başkanlarının yargılanacağı tarihi 18 Ekim duruşması için kente gelen İsviçre Karma Delegasyonu, Avrupa İnsan Hakları Vakfı ve İsveç Delegasyonu duruşma öncesi süreç hakkında bilgi almak için Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e bir nezaket ziyaretinde bulundular.
Günün ilk ziyaretini aralarında İsviçre Yeşiller Partisi eski Milletvekili Kaspar Birkhauser, İsviçre Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Carlos Sommaruga’nın ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Koordinatörü Maya Heuscman’ın da yer aldığı İsviçre karma delegasyonu gerçekleştirdi. Dava boyunca desteklerini esirgemeyeceklerini belirten delegasyon üyeleri davanın gidişatı hakkında görüş alışverişinde bulundular.
BÜYÜK YARGI BASKISI
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir, Kürt legal siyasetin son 100 yıl içerisinde karşılaştığı en büyük yargısal baskı ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Şu an itibariyle iki yıl içerisinde bin 800 Kürt legal siyasetçisinin tutuklanarak cezaevinde olduğunu belirten Baydemir, görülecek davada tutuklananların sadece 151’inin yargılanacağını kaydetti. “Neden böyle bir dava açıldı? Kürtler neden böyle bir yönelime maruz kaldı?” diye soran Baydemir, “Çünkü Kürt legal siyasetinin önü kesilmeye çalışılıyor. Çünkü Kürt legal siyaseti kriminalize edilmeye çalışılıyor. Adeta devlet Kürtlerin legal siyasetten ziyade şiddete başvurmasına davetiye çıkarıyor’’ dedi.
Baydemir şu an cezaevinde çok sayıda kadın siyasetçinin olduğuna dikkat çekerek, kadınların çok özgün bir yere kavuştuğunu, yapılan operasyonların aynı zamanda kadın mücadelesinin etki gücünü kırmaya dönük olduğuna vurgu yaptı. 2009 yerel seçimlerinde Kürt legal siyasetinin çok büyük bir başarı elde ederek 54 olan belediye sayısını 99’a çıkardığını hatırlatan Baydemir, operasyonlarla bu başarının intikamının alındığını kaydetti.
DAVA SİYASİDİR
Dava dosyası ve iddianameye bakıldığında belediye başkanlarının tutuklanmalarını gerektirecek haklarında dava açılmasını gerektirecek hiçbir maddenin olmadığına dikkat çeken Baydemir, kendisinin de aynı dava dosyası kapsamında 5 saat boyunca sorgulandığını ve hemen ardından hakkında yurt dışı yasağı çıkarıldığını hatırlattı. Baydemir konuşmasını şöyle sürdürdü: “Savcılık bana 5 saat boyunca neden DTP’nin Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi olduğumu, neden Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi içinde yer aldığımı sordu. Evet her siyasal partide olabileceği gibi Yerel Yönetimler Komisyonu DTP’nin bir organıdır ve yasaldır. Ve ben Hasankeyf’in sular altında kalmaması için mücadele ediyorum. Bu suçlamalar ve suç isnatları gösteriyor ki bizler bir hukuk skandalı ile karşı karşıyayız.”
HÜKÜMET YALAN SÖYLEDİ
Hükümetin, hem Türkiye’nin Batı yakasına hem de Avrupa’ya cezaevinde tutuklu bulunan legal siyasetçilerin PKK’li oldukları yönünde propaganda yaptığına, ancak tutuklu siyasetçilerle ilgili dava dosyasında tek bir şiddet suçlaması olmadığına özellikle dikkat çeken Baydemir, “Şu an cezaevinde bulunan siyasetçilerden bir tanesi bile şiddete bulaşmamış. Üstelik bu arkadaşlarımızla ilgili tek bir bir şiddet isnadı yok. Hükümetin yalan söylediğini açığa çıkarmak gerekiyor” diye konuştu. Baydemir, Türkiye ve dünyada demokratik duyarlığın harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
SAVUNMALAR KÜRTÇE YAPILACAK
Dava ile ilgili bilgi de veren Baydemir, 151 tutukluyu 200’e yakın avukatın savunacağını, 100’e yakın izleyicinin de içeri alınması gerektiğini söyledi. Tutuklananların Kürtçe savunma yapmak isteyeceklerini ve mahkemenin buna izin vermeyeceğini de kaydeden Baydemir, ortaya çıkabilecek gerilimli atmosferden kaygı duyduğunu ifade etti.
Baydemir ardından aralarında Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Başkanı Souhayr Belhasen, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, eski İHD eski Genel Başkanı Hüsnü Öndül, insan hakları aktivisti Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu İnsan Hakları Ortak Platformu temsilcilerini ağırladı.
Baydemir misafirlerini “Bugün sizleri buraya getiren bu coğrafyada yaşanan travmadır. Dayanışmanız için teşekkür ediyorum” şeklinde karşıladı. İnsan hakları mücadelesinde uzun bir süre yer aldığını hatırlatan Baydemir, “İnsan Hakları ortamının bana öğrettiği bir şey var. Karanlıkta kalan her ihlal başka ihlallelerin habercisidir. Yeni insan hakları ihlallerinin zemini ve habercisidir” dedi. Muhalif basına yönelim daha büyük toplumsal yönelimlerin habercisi olduğunu kaydeden Baydemir, “Bugün İHD Diyarbakır Şune Başkanı Muharrem Erbey’in tutuklu olması da, tarihin tekerrür ettiğinin bir göstergesidir” dedi.
ARTIK YARGI İŞKENCESİ VAR
Tarihin hiçbir döneminde bu kadar insan hakları savunucusu ve legal siyasetçisinin cezaevine konmadığına dikkat çeken Baydemir, insan hakları ortamının yeni bir tanımlama süreci ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Önceki yılların ihlallerine bakıldığında hükümetlerin işkenceyi, faili meçhul cinayetleri bir politika olarak uyguladığını kaydeden Baydemir, şu an fiziki işkencenin ve yargısız infaz sayısının oldukça düştüğünü buna karşın yargı işkencesinin başladığını söyledi. Baydemir, “Şu anda yargı işkencesi, yalan suçlama işkencesi ve uzatılan yargılama işkencesi başlamıştır. Tutuklular 18 aydır mahkemeye çıkarılmamıştır” dedi.
Baydemir konuklarına kendi gözlemlerinin yer aldığı İngilizce ve Türkçe iki dilde “2009 Yerel Seçimleri, Yerel ve Parlamenter Kürt Siyaseti Üzerindeki Baskılar ve ‘Demokratik Açılım’ Tartışmaları Üzerine Bir Rapor”u konuklarına verdi.
ÜÇ ADIM GERİ BİR ADIM İLERİ
Baydemir, daha sonra İsveç Sol Parti Milletvekili Yekbun Alp, Parti Genel Başkanın danışmanlarından Hediye Güzel ve Olof Palme Merkezi Türkiye Program Koordinatörü Helin Şahin’i kabul etti.
Burada delegasyonun sorularını yanıtlayan Baydemir yürüyüşlere katılan ya da taş atan 12, 13, 14, 15 yaşındaki çocukların cezaevine konulması için hükümetin 2006’da Ceza Yasası’nda değişiklik yaptığını hatırlatarak, “2010 yılında bu yasa kısmi olarak düzeltildi ve sadece bazı çocuklar bırakıldı. Ben soruyorum; Kürt sorunu mu çözüldü, Türkiye’ye barış mı geldi? Üç geri adım atıp bir ileri adım atmak sorunu çözmüyor” diye konuştu. Baydemir, davanın siyasi saikle açıldığını, tutuklamaların da siyasi saikle yapıldığını belirterek, “Tahliyeler de, tutuklamamın devamı yönünde karar da siyasidir” dedi.
Avrupa’nın Kürt sorunu ile ilgili esaslı bir yaklaşımı ve politikasının olmadığını belirten Baydemir, hükümetin de manüplasyonlarla Avrupa’nın güncel politikalarını belirlediğini söyledi. Baydemir bu pratiğin de Avrupa’yı Avrupa yapan insan hakları, adalet, demokrasi ve özgürlük gibi temel değerlerle çeliştiğine dikkat çekti.
ANF NEWS AGENCY
Dersim
