HÜKÜMETTEN COLAMERG VE ŞIRNEX'A SALDIRI HAZIRLIĞI
Hükümet, Colemerg ve Şırnex'a, Dersim'e 1938 yılında olduğu gibi sefer düzenleme hazırlığında. Veriler, açıklamalar ve uygulamalar bunu gösteriyor.
Devletin tarihsel düşmanlığının öfkesi bu defa Colamerg ve Şırnex’a yönelimiş durumda.
Hükümet büyük seferin provasına da şimdiden başlamış durumda.
AKP Hükümeti, askerle planladığı yeni saldırı dalgasının alt yapısını ise yandaş basın üzerinden sürdürüyor.
Bugün Gazetesi; "İşte yüzde 91'lik boykotun sırrı" manşetiyle çıktı ve Colamerg halkını hedef gösterdi. Yandaş gazette; halkı açık hedef yaptı.
Amaç ise şu: Halk PKK'nin baskısı altında diyerek Colemerg ve Şırnex'e yapılacak saldırıya meşruriyet kazandırmak isteniyor.
Bu her iki kenti hedef haline getiren ise, Kürt mücadelesinde gösterdiği kararlı duruşu ve boyun eğmeyişi.
29 Mart yerel seçimlerindeki kararlı duruşu, referandumda boykotun neredeyse yüzde yüze yakın çıkaması; okul boykotunda yaşanan katılım düzeyi Colemerg ve Şırnex'in hedef olmasına neden oldu.
Referandumdan sonra devletin Piyanis katliamıyla kent halkına mesaj verdi.
COLEMERG VE ŞIRNEX'E ÖZEL UYGULAMA
Piyanis katliamından 13 gün sonra Türk İçişleri bakanı Beşir Atalay, beraberindeki geniş bir heyetle Colemerg'e gitti.
Colamerg'de güvenlik toplantıları yapan Atalay ardından Şırnak ve İlçelerine geçmiş, burada da konuşmuş ve tampon bölge oluşturacaklarının mesajını vermişti.
ERDOĞAN COLAMERG VE ŞIRNEX'İ HEDEF GÖSTERDİ
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da, 25 Eylül'de İstanbul'da medya temsilcileriyle yaptığı toplantıda Colemerg ve Şırnex'e yönelik özel bir çalışma yürüteceklerini söylemişti.
Erdoğan, Colemerg ve Şırnex için, "Birinci derecede yapmamız gereken güvenliği sağlamak.
Güvenlik yapılanması bir değişim içinde. Farklı bir çalışma halindeyiz. O farklı bir etki meydana getirecektir. Şırnak ve Hakkari ile ilgili özel bir çalışmamız da var.
Terör örgütünün halk üzerinde baskı kurmasının engelleyecek adımlar bunlar. Meydanı teröre bırakmayacağız" demişti.
"Şırnak ve Hakkari ile ilgili özel çalışma bir tür OHAL düzenlemesi mi" şeklindeki bir soruya Erdoğan "OHAL hiçbir şekilde gündemde yok.
Yeni düzenleme güvenlik güçlerinin konumlandırılması ile ilgili. Bölgede etkin güvenliği tesis edecek bir çalışma" cevabını vermişti.
COLEMERG KUŞATMASI
Colamerg ve Sırnex’e yönelik plan konusunda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’da uyarmıştı.
Öcalan, 18 Eylül'de avukatlarıyla yaptığı görüşmede bu konuya dikkat çekmişti.
16 Eylül günü Colemerg'in Piyanis köyünde meydana gelen patlamaya ilişkin değerlendirme yapan Öcalan, "Yapılan bu son patlamayla buradaki görüşmeler dinamitlendi, bombalandı" demişti.
HÜKÜMET VE GENELKURMAY ANLAŞTIYSA BÜYÜK BİR TEHLİKE
Öcalan, Colemerg'deki patlamayı Şirnex'in Basan ilçesindeki olaya benzeten Öcalan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece 2011 seçimleriyle sınırlı değildir, Kürtlerin imhasıyla ilgilidir. Eğer Hükümet ve Genelkurmay anlaşmışsa, bu, Kürtler için çok büyük bir tehlikedir, bu bir soykırım provasıdır.
Eğer böyleyse, bu, Hakkari'nin özel hedef seçilmesi demektir, Hakkari'nin, Şırnak'ın kuşatılmasıdır. Hakkari'nin özel hedef haline gelmesidir.
HAKKARİ’Yİ DERSİM GİBİ YAPMAK İSTİYORLAR
Bir nevi Hakkari'nin geçmişte Dersim'e yapılanlar gibi kuşatılmasıdır. Dersim nasıl kuşatıldıysa, Hakkari de bu şekilde kuşatılmış olabilir, bu konuda uyanık olunmalı, tedbirler alınmalıdır.
Eğer böyle Hükümet-Genelkurmay bilgisi dahilinde kasıtlı bir olaysa, Dersim gibi imha edilene kadar, teslim alınana kadar bu tür saldırıları devam ettireceklerdir.
OLAY MERKEZİ İSE ATEŞKES ANLAMSIZLAŞIR
Referandum sonrası bazı yetkililer, Hakkari'nin halledilmesi gerektiğinden bahsettiler. Hakkari halkının referandumdaki bu onurlu duruşuna, yüzde 94'ler oranındaki boykotuna bir cevap olabilir bu saldırılar.
Ben buna Hakkari Kuşatması diyorum. Hakkari kuşatma altına alınıyor olabilir, alınmaya çalışılıyor olabilir."
Öcalan, bu saldırının merkezi olması durumunda ateşkesin de anlamsızlaşacağı tespitini yapmış ve
"Eğer bu iki olay merkeziyse, genelkurmay ve hükümet imha planında anlaşmışlarsa, imha kararı almışlarsa tek taraflı eylemsizlik anlamsızdır.
Bundan sonra belirleyici olan AKP'nin-Hükümetin bu olaylar karşısındaki tutumudur. Hükümet, öyle bitiririz, yok ederiz, tasfiye ederiz der hedef gösterirse, o zaman geliştirmeye çalıştığımız bu demokratik çözüm ve barış süreci fiilen ortadan kalkacaktır, bunun sorumlusu da Hükümet olacaktır.
Ancak bu olaylar karşısında biz tasfiyeci çeteleri bertaraf ettik ya da bunlarla mücadele edeceğiz denilirse, bu kararı verdiklerini görürsem, bu konuda bir irade gösterilirse süreç geliştirilebilir" demişti.
ORDU HÜKÜMET ANLAŞMIŞ DA OLABİLİR
Öcalan ayrıca hüküet ve ordunun anlaşmış olma ihtimali üzerinde de 18 eylül günü avukatlarıyla yaptığı görüşmede durmuştu.
Öcalan'ın konuya ilişkin yorumu ise şöyle:
"Eğer Erdoğan, bu son olayların üzerine gidip aydınlatmaya çalışmazsa, bunların üzerine gitmezse; 1925'ten itibaren İsmet İnönü Kürtler için neyi ifade ediyorsa günümüzde de Erdoğan Kürtler için aynı şeyi ifade ediyor diyeceğim.
Hakkari'deki bu iki olayı yan yana getirdiğimizde halkımızın büyük tehlikelerle, soykırım tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz.
Hakkari bir nevi Dersim gibi kuşatma tehdidindedir, belki oradaki gibi katliam olmaz, amaç topyekün bir yönelim olabilir.
Buna karşı KCK ve halkımız özsavunmalarını almalıdırlar. Ben daha önce bu konuda devrimci halk savaşından bahsetmiştim. Ancak yine diyorum, kendi kararlarını kendileri bu konularda alırlar."